28 Ocak 2009 Çarşamba

Animeci




Animeci bi insan değilim sadece avatarı izliyorum toph da favori karakterim :P







Bir iki ay önce kuzenim telefonunu çaldırdı. Aynı gün içerisinde savcılığa gidip suç duyurusunda bulunduk, imei numarasını falan verdik, beklemeye geçtik. Geçen hafta kuzeni savcılıktan çağırdılar, telefon kimin ellerine geçmiş, kaç el değiştirmiş falan tespit etmişler ama neymiş efendim şu anda yerini tespit edemiyorlarmış da sen bu işin peşini bırak da sonuç alamazsın da falan demişler hep çocuğa. Kuzen de inat ya şikayetçimi olacaksın dediğin de savcı tabi demiş. Neyse savcı baya bi uğraşmış bizimkini şikayetçi olmaması konusunda ama kuzen vazgeçmemiş şikayetçiyim demiş.


Bugünde bir kağıt gelmiş yine baktık okuduk falan telefonu bulan şahısın adı soyadı sonra kime sattığı sonra tekrar telefonu bulan şahısa geri geldiği ordan bir başkasına satıldığı falan herşey yazıyor adreslerine kadar ama yine de yeterli delil yokmuş da efendim takipsizlik kararı çıkmış da bilmemne. Nasıl iş bu anlamadım ben. Teyzem adliyeye gitmiş sormuş ordakiler demiş ki savcı almış kararı takipsizlik kararı mı ne işte onu çok da anlamıyorum. Bu nasıl iş yani biz şikayetçiyiz diyoruz ama savcı kendi kendine karar alıyor olayı takip etmiyor. İtiraz hakkımız varmış 15 gün içinde. Ama teyzeme ordakilerin söylediği bırak bu işin peşini bişey çıkmaz olmuş. Nasıl yani hakkımız olanı istiyoruz ne demek bırak sen bu işin peşini? Hayır anlamıyorum adamların adreslerine kadar herşeylerini bulmuşsun adı sanı herşeyi var nasıl takipsizlik kararı çıkıyor aklım ermiyor. Resmen adamlara ödül oldu bu cukka yapın kendinize güle güle kullanın diyorlar resmen altın tepsiyle sunuyorlar. Bize de bırakın bu işin peşini diyorlar. Çok sinirlendim valla. Şu ülkede hakkını da arayamazsın hırsızca çapulcuya mübah herşey anasını satayım!!

Buraya yazdım ki belki bir bilen eden hukuktan anlayan avukat falan olan varsa bana bi akıl versin diye. Hoş biz itirazımızı yapacağız büyük ihtimalle bu kadar kolay bırakmayacağız bu işin peşini. Yine de bir bilen akıl verirse çok sevinirim.


Sıkıcı



Farkettim de bayadır yazmıyorum ben. Ama nedense içimden gelmiyor. Hayatımın boktan gidişindendir herhalde. Hiç birşeyden zevk almıyorum, alacağım bi zevk varsada içine itinayla sıçıyorlar zaten.


Geçen cuma dışarı çıktım, çıkarkende geç geleceğim geçen haftaki gibi ( gece 3 gibi falan yani) dedim. Annem sesini çıkarmadı hatta tamam dedi. Tam eğleniyorum falan dans ediyorum herşey çok güzel, telefona bakayım dedim annem aramış milyon kez. Çaldırdım geri aradı bişey mi oldu falan derken ben avazı çıktığı kadar bir bağırdı ki bana o an ayıldım kendime geldim noluyoruz dedim. Hemen eve gelecekmişim hanfendi öyle buyurdu, bu saatte işim neymiş de falanda filanda. Sanki söylemedim sanki haberi yok sanki kendi izin vermedi ayrıca ben 23 yaşında bi insanım, ve yine ayrıca biraz sabır göster bana be kadın senelerce ayrı yaşamışız şimdi gelip aynı evde yaşamaya çalışıyorum alışmaya çalışıyorum işsizim mutsuzum zaten. Bir de yeni yetme ergen gibi davranmasan olmaz mı? Tabi ben bunların hiç birini söylemeden kuyruğumu sıkıştırdığım gibi eve gittim en acelesinden. Gider gitmez de yattım uyudum bu konu hakkında da konuşmadık hiç.

Şimdi okuyanlar falan yuh be sende toph gece 3 diyorsun kadın haklı bilmem ne falan diyecektir muhtemelen. Ama şöyle birşey var ki ben daha yeni yetme ergenken bile bana bu kadar karışmazlardı. Geç geleceğim ben şu saatte geleceğim demem yeterliydi. Yeter ki sölediğim saatte geleyim. Sabah da geleceğim desem sorun çıkmazdı. Ama anlamadığım büyüdüküçe eve giriş saattim kısıtlanır oldu, nereye kimle gittiğim sorgulanır oldu. Ortada fol yok yumurta yokken anlamsız çıkışlar olmaya başladı. Hayır diyorum acaba birşey mi farkettiler, ondan mı bu kızgınlık bu hır gür kavga ama yok yani zaten ne bi kız arkadaşım var ne bi erkek arkadaşım iki gece çıkıp eğlenir gelirim. Sigaramı içkimi bilirler zaten, uyuşturucu alışkanlığım da yok. Anlayacağın bi falsom yok şu anda böyle davranmalarını gerektiren. Neyse ben annemin bu davranışına menopoz deyip geçmek istiyorum ve öyle de yapıyorum.

Berbat bir hafta geçiriyorum, sıkıntılarıma doğru orantılı olarak isteklerim artıyor. Ama ben hiçbirşey yapmamakta direniyorum. Zaten iş konusunda vazgeçtim artık pes ettim. Cv'im heryerde ama ses seda yok hiçbiyerden. Bir sürü kilo aldım evde oturmaktan, uyku saattimin iyice ağzına sıçıldı. Annem zorla sabah 11 de kaldırdığından beni, bende akşam üstü 7 gibi dayanamayıp uyuyorum, ve 12 de falan kalkıp sabaha kadar oturuyorum yine pfff.

Böyle işte yazmadığım günlerimin özeti budur. Sıkıcı kavgası gürültüsü bol anlamsız hareketlerin bolca yaşandığı günler geçiriyorum. Bir de parasızlık var ki o da büyük bir can sıkıntısı:/


22 Ocak 2009 Perşembe



Ev ahalisi arasında geçen diyaloglardan bir bölüm sunmak istedim buraya bugün. Babam akşam yemeğe gelmemiş, arkadaşlarıyla dışarda yemek yemiştir. Babam eve geldiği sırada kardeşim;


K- Baba kimle yemeğe gittin?
B- Arkadaşlarımla.
K- Hıı tabi öyle ne bu iki gündür kimmiş bu arkadaş bilmiyorum ben annem olmasa söylerdim de neyse (kendisi piçlik yapmakta oturduğu yerde duramayan bir biçimde gülerek söyler)
B- Ama A. (kardeşime diyor) neden böyle yapıyorsun oğlum ne dedim ben sana heryerde söyleme demedim mi? (oyuna ortak oluyor sanırım yada öyle mi acaba?)
A(annem)- A. söyle bakayım ne diyeceksin ben olmasam? ( gece eğlencesi çıktı annemede)
K- Ya söylemem ama tabi babam 5 lira atmazsa şuraya bilemiyorum bildiklerimi söyleyebilirim (bak sen piçe hele diyeceğim ama 5 lirada çok ucuz be ki zaten annem atladı hemen)
A- Oğlum sende çok ucuza gidiyorsun ha daha fazla para ister insan (anneye bakın siz hahhaa )
B- Oğlum yok şimdi param veririm ben sana sonra olmaz mı? (burda yem atıyorlar hani acaba ne diyecek falan A. falan diye)

Tam bu sırada dayanamayıp dahil oldum muhabbete;

T- Ya baba, bak sen bana ayda 500 lira ver ben senin için her türlü yalanı söyler arkandan da pisliğini temizlerim, sende rahat edersin ha olmaz mı? Anlaşalım sende gününü gün et annemin ruhu duymaz. (boku çıktı artık olayın)
K- 5 lira veriyor musun vermiyor musun baba? söylüyorum bayan arkadaşının (yerim ben seni bayan arkadaşmış hahahha) adını ona göre? (ah be çocum ah be evladım ucuza gidiyorsun bi piçlik yapayım diyorsun eline yüzüne bulaştırıyorsun)

Yine tam bu sırada var mısın yok musun adlı Acun'un sunduğu programın reklamı dönüyor adriana lima ablamız gelecekmiş. Ben atladım tabi;

T- Oha adriana mı (evet kankam olur da kendisi şaşırdığıma bakmayın bana haber vermedi ondan şaşırıyorum yani) geliyormuş programa Acun'da abarmış ha?
A- Kim ki bu , şarkıcı falan mı? (yavrum annecim ilk kez duyuyor herhalde adını kadının)
Tam ben atlayacağım sırada ağzımı açmışken babam;
B- Manken o (Bir bacak dizin üstünde, dizin üstünde ayaktaki terlik hafif hafif sallanır, elde ki anahtarlıkta tespih niyetine sallanır)

Babam kendini karı kız muhabetine iyice kaptırdı herhalde anlamadım ne iş? Acaba A.'nın cidden bildiği bişeyler mi var diye düşünmedim değil hani ama, 11 yaşında ki çocuğada birşey söylemez babam sanırım. Zaten onun öyle aldatma maldatma olayları olmaz sanmıyorum. Evde çok oturdu bu aralar iş güç yok diye canı sıkılıyor ondan dışarı çıkıyor, biliyorum ben ( biliyor muyum acaba? Neyse kurcalamayalım fazla bişey varsa çıkar kokusu zaten)

Baktı birşey çıkmıyor konuşmalardan annem içeri gitti. Bende tv seyrediyorum. Ama babamla kardeşim küçük çocuklar gibi (hadi biri küçük anladık da ya diğeri?) birbirlerine sataşıyorlar. Babam kardeşime elindeki anahtarlığı fırlatınca ufak çaplı bir birbirine anahtar atmaca şeysi yaşadık ki babam son noktayı annemin örüp koltukta bıraktığı örgüsüyle koydu. Bir anda yanda ki koltuğa elini atıp şişteki örgüyü kardeşimin kafasına fırlattı. Ben o sırada koptum anneme bağırıyorum ciyak ciyak;
T- Anne anne koş koş örgün yerlerde sürünüyor. Ahahaha baba annem sıçıcak ağzına şimdi hahaha.
Derken annem gelir hem kardeşimi hem babamı fırçalar (tabi bende ara gazı fena veriyorum anne evde iki tane 5 yaşında çocuk var bak ona göre örgünü mörgünü bırakma ortada) ve bu diyaloglara son noktayı koyar.

Valla okurken size komik gelmeyebilir bilemiciiiiim. Ama şahsen ben az önce fena yarıldım bunların hepsine özellikle babamın annemin örgüsün fırlatıp, örgüyü fırlattığını anladığı anda ki mahzun yaramazlık yapmış küçük çocuk ifadeli suratını gördükten sonra utanmasam kendimi yerlere atıp gülücektim o derece yarıldım yani. Öyle işte bu kadar=)

A: annem
B: babam
K: kardeşim
T: ben
Belirteyim bir daha dedim=))


21 Ocak 2009 Çarşamba

Pff...



Güven duygusu yaratamıyorum sanırım ben insanlarda anlamadım. O kadar konuş et ama ı-ıh yani.


Ayrıca duyduğuma göre çekip gitmeme arkadaşım çok sinir olmuş. Ama napayım bende o an çok sinirliydim.

Yarın bu sorunu hallederiz diye düşünüyorum. Zira benim sinirlerim anlıktır. Umarım o da bunun farkına varabilecek kadar beni tanımıştır.


Gece.



Bugün yine her zaman gittiğimiz yerdeydik arkadaşlarımla beraber. Herşey normaldi ilk başta. Birkaç bira içtik falan. Tam önümde çocuğun biri bütün gece kesip kesip gitti beni=)) Anca o kadar olur ztn gerisi gelmez hep.


O çocuklar masadan kalktı iki tane tikky diyebilceğimiz hatunlar geldi. Biri ki benim nette konuştuğum birine aşırı derecede benziyordu. Acaba o mu değil mi diye sürekli baktım durdum ne yalan söleyim. Kızda baktı etti. Bir ara tuvalette karşılaştık. Benim ona bakmamdan rahatısz mı oldu artık yoksa hoşuna mı gitti nedir bilinmez göz göze geldik yine, hemen gözlerini kaçırıp çıktı tuvalleten. Masaya gidince yine tam karşıma denk geliyordu. Arkadaşını siper edip bakmaya devam etti, bense safım hala acaba o kız mı diye baktım yoksa bakmam yani=)). Sonra kalkıp gittiler zaten.

Arkadaşımla aynı yerde oturuyoruz genelde hatta genelde değil hep 12:15 vapuruyla geçeriz karşıya. Saatte yakllaşıyordu. Hadi dedim kalkalım yok gitmeyelim de öyle de böyle de . Valla dedim bizimkiler kızıyorlar ister gel ister gelme ben gidiyorum, ve de kalktım gittim yani. Biraz atışmış bile olabiliriz aslında ben sade biçimde anlatıyorum şimdi. Normalde cuma günüde planımız var şimdi ne olur bilemem. Çünkü ben kalktım gittim vapura bindim o gelmedi. Neyse yakın zamanda öğreniriz.

Az öncede nette konuştuğum kız online oldu, dedim senin izmirde olma gibi bi durumun var mı yok falan dedi. Demek ki aşırı derecede ona benzeyen birini kesmişim gece boyunca hahhaa=) Banane canım kızda beni kesti ama ben napayım:P

Öyle bi geceydi blög işte. Bir de biri var ki benim blogumu okuyup özenip kendine blog açan ama baa okutmayan ne desem bilemiyorum ona burdan. Sevgiler saygılar diyip bitiriyorum bu saçma yazıyıda burda=))


20 Ocak 2009 Salı

Salı akşamları dışarı çıkıp aynı yere gitmek üstüne hatta aynı masaya oturmak bir alışkanlığa döndü.

Hadi hayırlısı bakalım. Ben hazırlanmaya gideyim blög.

18 Ocak 2009 Pazar



Bir Tuğçe San vardı hatırlar mısınız? Az önce bi yerde neredesin adlı şarkısına rastladım da aklıma geldi. Yahu noldu bu kadına bileniniz göreniniz var mı? Çocuktuk o yıllarda anlamadım etmedik ama abla fena şarkılar yapmamış hani. Zamanına göre iyiymiş güzelmiş.


Tuğçe san geliyor, diyerek girmişti hayatımıza. Birde neredesinin klibindeki yılanlı hatun olarak da hatırlayabilirsiniz. Klibide şurdan izleyebilirsiniz.

O değil de 90'ne fena bi dönemmiş ya. Yonca evcimikler, birkaç iyi adamlar, çıtır kızlar bir yandan bir yanda ah canım vah canım ahmet (hatırladınız mı?). cemali (pek bi severdim ben bir şarkılarını da unuttum şimdi adını haha) vardı. Çocukluktan gençliğe geçerken biz bunları gördük 80'ler sonu 90'lar başı çocuk olduk biz bence güzel de olmuş öyle olması=)

Öyle bir hatırlatayım istedim. Klibi izleyemenler için şarkıyı da aşağıya koyuyorum.

Aaa Mim!

Redhead tarafından mimlenmiştim geçenlerde. Yazacağım yazacağım ama unutuyordum hep. Neyse bu güne kısmetmiş diyelim. Mimin konusu sevilen mekanlarmış.

Düşündüm düşündüm öyle aman aman taptığım mekanlar bulamadım valla. Asosyalliğimden ileri geliyor sanırım. Öyle çıkayım şuraya gideyim burayada gideyim keşfediğim yeni yerler güzel yerler diye düşünmediğimden herhalde. Sonuç itibariyle çok gittiğim mekanları yazmaya karar verdim bende.

Öncelikle istanbuldan yazayı. Kocaelide iki sene okuduğumdan dolayı hafta sonları istanbula kaçardım. Gece hayatı güzel oluyor istanbulun hahaha=))

Machine: Müziklerini seviyorum. Çalan djler genelde iyiler. Elektronik müzik seviyorsanız gidilesi bence. Ha mekana gelen insanlar açısından bakarsak yorumsuz kalırım kemikleşmiş bi tayfası var ama ben pek sevmiyorum o tipleri sanırım. Dans ve müzik için gidilir.

Dirty: Yine machinele aynı kafada bi yer hatta kemikleşmiş tayfada aynı. Burayada müzikleri için ve dans etmek için gidiyor(d)um.

Joker: Müziğini mekanın içine gidenlerine falan hiç değinmeden sadece nuri alço içmeye gittiğimi söylemek yeterli olur sanırım. Genelde taksime çıkıldığında mekan öncesi içilen yerdir burası benim için. Gidersin bi kaç şişe nuri alço içersin o sana bütün gece yeter zaten=)

Akdeniz : Nevizadeyi zaten seviyorum genel olarak. Ordan da en çok gittiğim yer olan akdenizi seçtim. İçin sohbet edin müziğinizi dinleyin yerlerden biridir. Severim.

İstanbulda gittiğim gay barlar falan da oldu çok da gittim bir dönem hatta ama buraya isim vermeyeceğim zira çok severek gitmedim sadece bir arkadaşım için bir dönem çok gittim o kadar.

İzmire geçersek aslında eskiden olsa birçok yer sayabilirdim ama şimdi gittiğim tek biryer var orasıda hali hazırda gittiğim bir yer olmasından ve orda yaşadıklarımı buraya yazdığımdan dolayı ismini vermek istemiyorum =))

Ankarada da iki yer var aslında ama yerlerin isimlerini bilmiyorum. Zaten birer kere gittim ama benim için önemleri farklı tabi. Bir dönem aşık olduğum biriyle gittiğim yerlerdi o yüzden yazmak istedim ama isim bilmediğimden dolayı yazamıyorum efenim=) ama öğrenirsem yazarım=)

Sıra geldi en çok zaman geçirdiğim yere, orasıda benim odam olur. Şu anda da bu yazıyı size ordan yazmaktayım=)) Artık Kocaeliden döndüğümden beri burda o kadar fazla vakit geçiriyorum ki burda yaşlanacağımı burda ölüp gideceğimi bile düşünmeye başladım. Gerisini siz düşünün artık. Birde kıç kadar bir oda ztn. Sağa dönüyorsun gardırop sola dönüyorsun kitaplık arkana dönüyorsun yatak önüne dönüyorsun kapı=)) Yani adım atarsan bu saydıklarıma çarparsın. Odanın ortasında durup dönmen yeryere erişmen için yeterli bi hareket olacaktır.

Şimdilik benden bu kadar efenim. Bu mimi yazmayan birilerini bilmiyorum. Gördüğüm tanığım herkes yazmış sanırım. O yüzden de kimseyi mimlemiyorum. Ama derseniz ki "toph ben yazmadım" hemen mimlerim. Söylemeniz yeterli=))


16 Ocak 2009 Cuma

Yağmur



Yağmur bütün planlarımız altüst etti. Bornovaya kadar bu yağmurda gidemem ben sesleri yükseliyor. Yine alsancağa gidip iki bira içip eve geri dönülecek galiba :/



Açık Özür



Herşeyi bok etmekte üstüme yoktur. Çok fena bir huydur ama sıçarım işin içine itinayla. Dün gecede öyle bişey yaptım sıçtım batırdım. Özür de dilesem fayda etmiyor. Kırdığım insanın gönlünü alamıyorum. Ne yapsam bilemiyorum. Bazen küçük çocuklar gibi düşünmeden hareket ediyorum farkındayım. Sonuçlarını düşünmeden cümleler sarf ediyorum. Hem kendim üzülüyorum hem karşımdakini üzüyorum. Her insanın hatası olur ne yapayım bu da benim ki işte 5 yaşında çocuk gibi davranmak. Genelde ne bok yiceğimi bilemediğim zamanlarda böyle davranıyorum. Dün de öyle bi andı işte. Kırdığın kişi bir de uzakta olunca, kırmak çok kolay gönlünü almak da bir o kadar zor oluyor. Bir kaç gün daha kendimi affetirme çabasına girmeye çalışacağım. Umarım yine kestirip atmaz durumu salla boşver falan demez:/ Öyle işte blog ne yapacığımı bilemediğim anlardan birindeyiz. Eğer okuyorsan özür dilerim:/



15 Ocak 2009 Perşembe

Ben yapmazsam eksik kalırdı blogum=)

Tehdit : kimi tehdit edeceksin bakayım? bak sonra başına iş açmayasın dikkatli ol=))

Sıkıntı : Kelime anlamına mı bakmıştınız? Bak yemedim, yemedim, içmedim, üşenmedim tdk'dan sırf senin için anlamına baktım.

  • İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
  • Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet
  • Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
  • Bulunmama durumu
  • mecaz: Sorun, mesele, sendrom, problem
Umarım cevap verebilmişimdir=))

Orta yaşlı kadın örgüleri : Buna şaşırdım işte hem bu şekilde aratarak bloguma ulaşmışsın hemde sanki aradığın şey benim blogumda gibi bide 10 dakikaya yakın okumuşsun blogumu eh o da güzelmiş=))

Kız yurdu : Taze bitti valla be=))

gay sikiş hikayeleri : yani bunu yazsam mı yazmasam mı bilemedim tam ama neyse. Bunu google da aratan kişi eminim ki normal hayatında gayet homofobiktir gay gördümü laf atıp o gayleri hayatlarından bezdiriyodur. Genelde böyle oluyor çünkü ya da ben hep öyle denk geliyorum bilemeyeceğim. Aradığını bende bulamamış zaten hemen kaçıp gitmiş buralardan =))

Dışarı çıkmak için bahaneler : Ohooo bende sürüyle var gel sen şöyle kenara geç bakalım. Ben sana bütün hepsini anlatayım yeter ki sen dışarı çıkmak iste.

Derya baykal 22.aralık.2008 : Amanın kaçırmış programı içi içini yemiş acaba derya baykal neler yaptı yine diye gugıl amcaya sığınmış kaçırdıklarını yakalamak için=)))

Cesetizleri : Arkadaşım baya baya cesetizleri diye aratıp benim bloga geliosn ama inatlada dvm ediyorsun yani yanlış adres bak ben sana vereyim adresi de bir daha gelirsen doğru yere yönlendirmiş olalım seni buraya tıkla doğru adrese gidersin=))

intörn+blog : bu arkadaşta yeni yeni gelmeye başladı hepde aynı şekilde aratıp geliyor. Benim blog yeni ya daha heralde stajer olarak görüyor ondan=) Bi yerden sonra elbet stajerlikten terfi edeceğiz değil mi ama=))



Aaa Mim!




Sevgili
Parelize beni mimlemiş, mim konusuda yeni keşiflerimizmiş. Düşünüyorum duruyorum ne var ne yok diye çıkamıyorum işin içinden.

* İzmir'i baştan keşfediyorum bu aralar. Yeni keşiften sayılır mı bilemiyorum ama=). Şöyle ki, içinde ki barındırdığı yeni insanlarıyla beraber yeniden keşfediyorum burayı. Eskiden kocaman gelen yerler bana şimdi ufacık avucumun içi kadar geliyor. İzmir mi küçülüyor. insanları mı sığlaşıyor, yoksa ben mi çok büyüdüm bilemiyorum.

*Müzikten de yeni keşfim the cliks, son zamanlarda en çok dinlediğim gruplardan biri kendileri. Bilen bilir belki hatta yeni mi keşfettin bea sen onu diye artizlik de yapabilir sorun değil=) Rachel Yamagata var bir de. Aynı şeyleri onun içinde söyleyebilirsiniz ama evet ben yeni keşfediyorum ulen size ne =))))

*Uzun zamandır tanıdığım birini yeni keşfediyorum, daha doğrusu yeni yeni tanıyorum ve hiç anlayamıyorum kendisini. Bu yeni keşif benim için pek hayırlı olmadı doğrusu.

*Blog camiasından yeni insanlar keşfediyorum okuduğum blogların yazarlarını tanıyorum yavaş yavaş yeni keşiften sayılır mı bilemedim şimdi ? Mesela bu mimi bana yollayan parelize çok şeker bi insan kendisi. Yine redhead keza öyle=)

*Blogger olmayı da yeni keşfettim sayılır. Şu aralar beni en çok meşgul eden yerlerden biri burası. Sevdim de buraları =))

*Grey's Anatomy, House M.D, The Big Bang Theory ben bu dizileri yeni keşfettim sayılır onları da listeye dahil etmek istedim bu yüzden=))

* Bir de içki olarak cin,tonik ve sprite'ı denedim çok beğendim yeni keşfim olarak şiddetle tavsiye edilir. Ama dikkatli olun cin bu çarpıyor=))

Başka da bişi gelmedi aklıma şimdi işin zor kısmı mimlenmemiş birilerini bulup mimlemek değil mi=) Hmm o zaman ben bu mimi Camilla ve Kelebenk ' e havale ediyorum. Umarım daha önce mimlenmemişlerdir=)






Kimine göre mutlu son kimine göre mutsuz son. Ve eski halimize geri dönmenin sinyalleri verilir. Zorlama bir kaç cümleyle iletişime geçme çabasından sonra.
Benden bu kadar arkadaşım der ve giderim.














Bundan yaklaşık iki sene önce istanbuldayım. Bir arkadaşımın evinde kalıyorum. Bir arkadaşım bak siz çok iyi anlaşırsınız diyerek arabauluculuk yaparak beni bir hatunla tanıştırdı. Sohbet muhabet güzel falan hoş ama kadın fazla marjinaldi. Ben pek takmadım.


İşte arkadaşımda kalıyorken saat akşam dokuz gibi bir telefon geldi nerdesin geleceğim oraya falan diye. Ik mık ettim arkadaşımdayım falan ama dinleyen kim. Bu fazla marjinal hanfendi marjinal olduğu kadar laf anlamaz bir yüzsüzde çıktı. Mecburen arkadaşa sordum ettim sorun olmaz benim için dedi o da geldi. Gelmez olaydı.

Hep beraber oturmuşuz film izliyoruz. Bu da kucağıma yattı. Ama ben bu durumdan oldukça rahatsızım kanım almadı nedense kadını. Hssktir modunda bu geceyi atlatayımda bu evden çıkıp gideyim yurduma kocaeliye döneyim diye geçiştirirken, hatun kişisi uyuya kaldı kucağımda oh be dedim içimden atlattık sabah oluncada okuluma yurduma giderim misler gibi dedim.

Ben kalktım bu şahsın üstünü örttüm gittim kendimde yattım başka bi yere. Sonra sabah oldu erkenden çıkmam lazım, ne kadar yüzsüzde olsa heralde tanımadığı birinin evinde tanıdığı insan gittikten sonra durmak istemez diyerek uyandırayım dedim. Uyandırmasaydım keşke.

"İyi oldu uyandırdığın dur bekle elimi yüzümü yıkayayım çıkalım" dedi. Oturdum koltuğa bekliyorum bende. Bir yandan da otobüse yetişicem nasıl gitsem diye düşünüyorum. On dakika sonra geri geldi. Önümde diz çöktü, kafasını yine kucağıma koydu (bi kucak durumu var ya hatunun anlamadım gitti) , ne yapıyor diye bakıyorum bende. Sonra kafasını kaldırdı iğrenç bi gülümsemeyle suratıma baktı arkasından tişörtümü kaldırmaya çalıştı;

"egh öghk şey bayan marjinal napıyorsun?" demeye çalıştım ama aslında diyemedim. Elini pantolonumun düğmesine attığı anda bana dank etti durum ayağa kalktım.

"Şey otobüsü kaçırıcam ben gitmem lazım geliyor musun?" çantamı aldım o sırada salonun kapısına doğru yöneldim o hala dizlerinin üstüne çökmüş reddedilmenin şaşkınlığı içerisinde bana bakıyor. Neyse o da aldı çantasını ve çıktık evden. Yolda bi gr bişey konuşmadık ben taksiye atladım hadi görüşürüz dedim kaçtım. Arkama bakmadan kaçtım hemde. Sonra nasıl oluyorsa benim ne orospluğum kaldı ne ikiyüzlülüğüm sanki gel ben sana vericem dedim hahaha. Hey allam bak yine sinirlendim anlatırken de..

Ben şimdi bunu niye anlattım? Benim gerzek bi özelliğim var hayır diyememek gibi. Özellikle de başkalarından ziyade kendime hayır diyemem. İşte bu ilk defa otokontrolümü sağladığım kendime hayır dediğim ve dolayısyla karşıdakinede hayır demiş olduğum durumdur. Alkışlanasıdır aslında ama şimdi belki siz anlamayabilirsiniz ne var alkışlanacak diyebilir, olması gereken olmuş diye düşünebilirsiniz. Ama beni biraz yakından tanısanız bunun benim için olağandışı bir hareket olduğunu anlardınız. Öyle işte paylaşayım dedim. Artık akıllandım dur demeyi hayır demeyi öğrendim.

Her ne kadar bana küfür etsede o marjinal hanfendi ben ona burdan teşekkürlerimi iletiyorum bana hayır demesini öğrettiği için=)))


14 Ocak 2009 Çarşamba

Yorgun



Ruhum o kadar yaşlı geliyor ki şu anda bana. İnanılmaz yani. Belki şimdi hastayım diye de öyle hissediyor olabilirim bilemiyorum. Bugün biraz iyiyim diye dışarı attım kendimi, 12 çeyrek vapuruyla geri dönüyoruz eve genelde. Ama o kadar bile zor dayandım. Küçük çocuk gibi arkadaşıma hadi eve gidelim hadi eve gidelim deyip durdum. Çok kaprisliydim bu gece yani.


Bir de şu ketum meselesi var. Bu da beni yoruyor sanırım. Ben biri bana bir adım gelsin ben ona on adım koşayım cinsinden bir insanım. Ama bu hatun deli ediyor beni. Bir gün bir adım atıyorsa ertesi gün beş adımla kaçıyor. Ne bok yiceğimi şaşırdım. Bu kadar uğraşacak gücüm var mı hiç bilmiyorum. Şu anda son gücümü kullanıyormuş gibi hissediyorum. Eğer bi beş adım daha geri atarsa bu sefer bir adım ileri atmasını sağlamaya çalışmayacağım sanırım. Çünkü gücüm yok tükendim. Belki bundan bir kaç sene önce olsaydı bu durum uğraşırdım allem eder kallem eder durumu netleştirirdim. Ama işte nefesim tükenmiş gibiyim bu kadar uğraşabiliyorum anca.

Birde bu kişi aslında benim hiç tipim olmayan bi insan. Çok kadın yaşından fazlaca büyük giyinen bi kadın topuklu ayakkabısı ayağında olmadan dışarı çıkmayan bi kadın. Benim için bu kadarı fazla. Bir de boyu uzun topuklu giyince onu yanımda düşünemiyorum aman allahım yani. Off düşün düşün çıkamıyorum ben bu işin içinden. Susuyor ve gidiyorum.

Ayrıca okuyorsun biliyorum. Sakın bunları okuduktan sonra koşar adım geriye gitme sadece yorgun olduğumu bil ve çaba göster istiyorum.



13 Ocak 2009 Salı

...





Aynen böyle devam et. Çok güzel istediğini alırsın zamanla, bir yerden sonra hiç konuşmam istediğin bu nasılsa değil mi?





12 Ocak 2009 Pazartesi

....





Hey ketum! Okuduğunu biliyorum. Yarın doktordan randevu almamış olarak gelme. Ayrıca az önce büyük bir aşama kaydettin, küçük gibi gözüksede. Ayrıca hastayım ben ilgi isterim haberin olsun.













Dudağım uçukladı. Çok mutsuzum :/ Hasta olmaktan ,ateşlenmekten hiç hoşlaşmıyorum:/
Şimdi günlerce geçmez de bu uçuk öff..

11 Ocak 2009 Pazar



Hard diskim patladı patlayacak diye dvd aldım dizileri filmleri dvdye çekiyorum. Ya ne zahmetli ne bitmez işmiş bu be. Daha bi gr rahatlama olmadı hard diskte hala C de D de sonuna kadar dolu gözüküyor nerdeyse.


Kafayı kırmışım izlemediğim indirmediğim dizi kalmamış. Bir de saçma sapan bir biçimde her tarafa dağılmış tek bir yerde de toplayamamışım doğru düzgün. Bi emule da gelenlerde bi D nin içinde diziler kısmında bi torrentde gelenlerde falan. Bir de onları düzenlemekle uğraşıyorum. Ondan sonra çekiyorum dvdye. İşin bok tarafı yetmeyecek dvdler hepsini çekmeye :/

Sinir olduğum bir diğer durum ise dvd de kalan 270 mb alanlar. Dizilerin bi bölümü en az 350 mb olduğundan açıkta kalıyor. O kadar dvdde toplasan bi sezon daha koyarsın ama gel gör ki yapamıyorsun işte. Öyle boş kalıyor.

Neyse ben geri döneyim işime. Yoksa bitmez birkaç gün daha:/




Ayh fenayım blog hastayım falan çok fena hemde. Sümüklü, ateşli ,konuşamayan, öksürünce bile aaa canım yanıo diye ağlayan garip birşeye dönüştüm. Günde binbeşyüz kere adaçayı yapıyorum kendime. Adaçayı ağacı çıkarsa içimde şaşırmam.


Başım ağrıyor, halsizim babam gelmiş kalk şurdan iki gevrek alda yiyelim diyo. Deli misin be adam? Evin en küçüğü değilim bir kardeşim var 11 yaşında kendisi. Gayette ayakta sapasağlam hasta masta da değil ama beyefendi bilgisayarda oyun oynuyor diye babam gelip bana diyo git gevrek al falan. Çıldırıciiim anlıomusun beni? Neyse gitmedim tabi bilgisayar başında kalkmadığı oğlu gitsin hıh!

Ayrıca adam benim hasta olduğuma falan inanmıyor olacak ki o cıyak cıyak öten çok sevgili kuşunu çıldırtıyor kuşta bildiği ne kadar iğrenç ses varsa çıkarıyor. Bir susun be bi yeter yani bağırıcam ama sesimde çıkmıyor ki? Off çok dertliyim.

Üç gün soğuk biraları votkaları iç ev ahaliside hastaysa birde üstüne sen yaşlanmışsan artık büynen kaldırmıyorsa gece çıkmalarını aha böle yatak döşek yatar. Nefretinide böyle bloga kusarsın artık. Böhüüüü:/

Neyse ahali ben gideyim adaçayı yapayım kendime yine:/


Bu hafta çok sürttük evimizde oturalım haftaya abarmayalım diye konuşuyoruz ya şimdi
Rahşan'la. Dışarı çıkma bahaneleri üretmeye başladık.

Rahşan- Kızım salı çıkalım dışarı kutlama yapmamız lazım
Toph- Ne kutlaması abi ?
Rahşan- Cuma günü bana asılan çocuğa numaramı vermedim ilk defa benden numaramı isteyen birini geri çevirdim daha ne olsun.
Toph- Hahahaha doğru lan. Kutlamak lazım bunu tamam çıkıyoruz salı dışarı kutluyoruz bunu.

Aradan bikaç saat geçer msnde konuşurken aramızda yine şöyle bir diyalog gelişir.
Rahşan- Toph ya ben az önce bıdıbıdının (yeni ayrıldığı eski sevgilisi) fotoğraflarına baktım.
Toph- Eeee?
Rahşan- Bir bok hissetmedim abi ne nefret ne özlem hiç bişey sıfır yani.
Toph- E abi süper bu daha ne istiyorsun? Demek ki nefret edecek kadar da bişey hissetmiosn artık özlem duyacak kadar da dahası var mı?
Rahşan- Evet şu an çok mutluyum zaten.
Toph- O zaman salıya bunu da kutlamalıyız.
Rahşan- Hahahahaha evet ya tamam bunu da kutluyoruz.

İşte böyle sevgili blog her dışarı çıkmak için kutlama yapmak için bahaneler asla bitmez bizde=))Bir de yaşlanmışım artık bir haftada üç kere dışarı çıkmayı kaldırmadı bünyem hasta oldum. Şimdi bu durumda salıya kadar iyileşmem lazım:/

O değil de bu salağa Rahşan ismi çok yakıştı hahahahha=))))

10 Ocak 2009 Cumartesi

Dün gece.



Dün gece söylediğim gibi, bütün izmirlilerin şerefine içtim=)Biradan vazgeçip votkayla başladım geceye öylede bitti zaten. Her zaman gittiğimiz yere gittik yine, her zaman oturduğumuz masamız doluydu çok sinirim bozuldu. Ben orda oturmayı çok seviyorum. Ordan bütün heryere hakim olabiliyorsun, kim geliyor, kim gidiyor, kim dans ediyor, kim dans ettiğini sanıp saçmalıyor falan hepsi gözlerinin önünde oluyor. Neyse bu sefer başka bi masada oturduk. Orda da daha çok dans edenleri daha rahat kesebiliyorsun ama tabi arkan dönük kalmazsa ki benim öyle kaldı. Yinede ben dans edenleri izledim. Bu keyiften hiç birşye beni alıkoyamaz:D


İlk gittiğimizde mekan bomboştu. Oturduk muhabbet ettik biraz. Geyik yaptık, her zamanki gibi dedikodu yaptık. Bu arada içerisi dolmaya başladı. Garip garip tipler gelmeye başladılar. Oranın çalışanlarından biri geldi yanımıza sonra birazda onunla konuştuk, iş güç geyiği döndü ne yapmak istiyorsunuz bundan sonra mezun olmuşsunuz falan diye sordu. Öyle ciddi konulara daldık bi ara yani.

Biz iki kişi oturuyoruz sürekli ama yanımıza tanıdığımız tanımadığımız bir sürü insan geliyor. Oturcak yer olmadığından gelenler bizim masaya eşyalarını içkilerini falan koyuyorlar ki sinir olurum ben bu duruma bir sor yani. Bir ara montlardan küçük bir dağ oluştu masanın ortasında görüş alanımız kapandı. Oysa ki biz dans edenleri izleyip kritiklerini yapıyorduk. "Bak kızım şurda bi figürler var hemen kapmamız lazım bizde yapalım" "oha abi gördün mü naptı eleman hahaha süpermiş lan" diye dalga geçiyorduk. Üzgünüm ama izmirli dans konusunda sıfır ya, yani bizim insanımız rock bara gitsin canlı performans dinlesin, bistro masalarda ellerinde içkiler hafif hafif sağa sola sallansın bunu dans etmek olarak algılıyor. Böyle elektronik müzik çalan yerlerde de ki pek de elektronik sayılmaz ama alsancakta öyle çalan tek yer orası, neyse aynı o rock gruplarının canlı performanslarını dinlerken yaptıkları figürleri yapınca komedi oluyor. Ama gecenin sonlarına doğru bir ikili vardır ki bizi gülmekten yerlere yatırdı. İki gay tipli çocuk biri çok kısa diğeri çok uzun karşılıklı salsa figürleriyle dans ettiler ama yani salsa yapan biri görse bu hareketlere oturur ağlar yani o derece vahim o derece kötüydü=))

Yine geçenlerde gittiğimizde gelen sevgilisi var diye asılmaktan vazgeçtiğim şahıs da geldi tek başına. Bizle oturdu muhabbet ettik geyik yaptık onunlada. Rahşan saolsun sürekli kaş göz işareti yapıp durdu. Kızım yapma diyorum hadi yine iyisin deyip kaş göz işaretine devam ediyor.

Bu arada biz eve geç gitmeye karar verdik, tabi bu kararı ben bizimkilere sölemediğimden dakikada bir arayıp nerdesin toph falan dediler. Hatta babama "ya biz vapuru kaçırdık otobüsle geleceğiz o da saatte bir var falan işte geleceğim merak etmeyin" derken "iyi toph sen kaçır bakalım vapuru falan" deyip telefonu suratıma kapadı:D Bir afralar bir tripler yani babamda anlamadım:P Bende amaaan banane kırk yılın başı bu kadar geç kalıyorum havasında umursamadım gittim eğlenmeme devam ettim.

Bir ara rahşanın arkasında ki elemanlar garip garip bize bakmaya başladılar, bi tanesi bizim kızı kesiyor falan ben sinir oldum hiç sevmem. Yanımda kileri kesenleri ters ters bakmaya başlarım daha da ileri gidip konuşmaya kalkışarlarsa siktir git lan burdan diye tavrımı koyarım. İşte çocuk rahşana doğru eğilip bişey slediği sırada ben yerimden kalkıp o lafı söylemeye gidiyordum ki oranın çalışanı olan çocuk geldi. Direk oturdu rahşanın yanına öyle olunca diğer çocukta geri çekidi gitti hatta. Çalışan çocuk tam zamanında geldi yani yoksa kavga çıkabilirdi:P O da bizim kıza mı yazıyor ne anlamadım ki. Aslında anladıkta bozuntuya vermiyoruz=)) Muhabbeti falan fena değil öyle rahatsız edici bi asılma durumuda yok ondan sesimizi çıkarmıyoruz:D

Artık benim uykum gelmeye başladı, zaten azarıda işitmişim babamlardan kalktık eve geldik. Farkettim ki üstüme bir parfüm kokusu sinmiş bizim sevgilisi olan şahısın parfümü gece bu kokuyu duyarak uyudum. Düşünüyorum güzel rüyalar görürüm şidmi falan diye nerdeee kabus gördüm resmen hahaha=)) Neyse bir gece daha böyle bitti işte. Çok atraksiyonu yoktu ama biz yinede bol bol eğlendik.. Ama haftaya cumaya kadar dışarı çıkmak yok bana bünyem bu kadar üst üste akşamları kaldırmıyor. Hasta oldum:/

Ketum



Bazı insanlar ne düşündüklerini, ne istediklerini anlamazsınız.Düşündükleri konusunda ketum davranırlar. Ne hissettiklerini açık etmezler. Ser verip sır vermezler. Böylelerini anlamak mümkün olmaz. Bişey dersin herşey güzelken bir anda herşey tersine döner ama neden bilinmez. Öylece kala kalırsın. Ne bok yiyeceğini şaşırsın. Şaşkınlığıyla dımdızlak kalırsın ortada. A desen olmaz b desen hiç olmaz. En son pes eder susarsın. Çünkü pes ettirilirsin. İşte böyle biri var şimdi ne yapsam bilemiyorum. Biliyorum ki bu yazıyı okuyup pes et seni bilirsin bile diyebilir.



9 Ocak 2009 Cuma



Bu akşamda bir aksilik çıkmazsa alsancak'ta olacağım. Şu yazıyı yazana kadar dünkü ekiple beraber çıkıcağımı düşünüyordum ama bir fire verdik kendisini okşan olarak adlandıran arkadaşım gelemeyecekmiş. Rahşanla ikimiz kaldık bakalım. Eğer bende para sorunsalımı halledersem çıkabileceğim. Anneme iyi davranıyorum o yüzden şimdi. Yemek yardımını falan fazlasıyla yapacağım şu yazıyı yazdıktan sonra=)) Arkasından son darbeyi vurup şımarıp para isteyeceğim şans dileyin bana:D


Dünkü yazıma gelen yorumlardan anladım ki blog aleminde izmirliler baya bi fazla=) Bu akşam çıkabilirsem eğer bütün izmirli blog ahalisi için içeceğim biralarımı=)) Aslında bütün blog camiası için içeceğim ama izmirliler için ayrı =) Bira içmek istemiyorum açıkçası bu gece, çünkü ne zaman bira içsem uykumdan uyanıp kana kana su içiyorum hiç hoş değil. Neyse öyle işte.

Şimdi ben annemin gözüne girmek için çorba yapmaya gidiyorum=))



Ben böyle hani göz çapkını derler ya bazılarına onlardanım işte. Bakarım beğenirim, sonra bi yavşasam diye içimden geçiririm ama gel gör ki beceremem. Şimdi bir de buraya böyle yazıyorum diye beni harbiden bi bok zannedenler varsa bu çapkın be tam sevgilisini aldatan cinsten diye düşünen varsa yanılıyor. Öyle bir dedikodu duyan olursa da külliyhen yalan. Benim sevgilim olsun birde böyle çok hoşlanayım hele bir de aşık olayım falan süt dökmüş kedi gibiyimdir. İlgimle bunaltırım daraltırım zorla kaçırırım o derece yani. Aldanmayın benim öyle aman yavşadım demelerime falan yani cici kızım ben=)))))



7 Ocak 2009 Çarşamba

Aaa Mim!



Lolla
tarafından mimlenmiş bulunuyorum yeni yıldan beklentilerim nelermiş diye soruyor bana. Hmm bir düşünmek lazım tabi.

*Bir sevgili istiyorum.
*Zayfılamak istiyorum.
* K.çımı kaldırıp bisikletimi bakıma götürüp bisiklete binmek istiyorum.
*İş istiyorum
* Dgs'ye çaılşmaya başlamak istiyorum.
*Eylülde istanbul'da istediğim bi okula kayıt yaptırmak istiyorum.
* İstanbul'da ev problemi yaşamayım süper ev arkadaşlarım olsun kirası az ama güzel olan bi ev olsun istiyorum.
*Akp bu seçimlerde al aşağı edilsin istiyorum.
*Sevgili istiyorum demiş miydim? dedim sanırım o zmn az önce dediğimden ayrılıp yerine ikinci bi sevgili daha yapmak istiyorum hatta 2009 yılı içerisinde bunu 3leyebilir ve belki 4leyebiliriz bile hahahaha.
*En önemlisi şu k.ç kadar odada bütün gün pc başında olup boyuna sigara içmemek istiyorum.
*Bu evden bu odadan kurtulmak istiyorum.
*Yazın güzel bi tatil istiyorum.

Ben daha devam ederim bu böyle uzaaaar gideeeer burda keseyim en iyisi. Ve mimlicek kimseyi bulamadım şahsen herkes mimlenmiş galiba :/ Mimlenmemiş olan varsa söyleyin hemen mimlerim valla bak=)))

not: Buldum mimlenmemiş birilerini sanırım=))
noir désir ve redhead'i mimliyorum. Eğer mimlenmemişlerse tabi ben öyle gördüm en azından =))

Toph Bei Fong

Gugıl amcaya toph yazdım anca 6. sayfada blogum çıktı euheuhe=)))
Neyse ben nickim hakkında biraz bilgi vermek istiyorum aslında. Nedir ne değildir kimdir neyin nesidir bu toph diye.

Toph, Avatar The Last Airbender ( Avatar Son Havabükücü) adlı çizgi dizide ki karakterlerden biridir. Dünyanın en iyi toprakbükücüsü olduğu hatta metali bile bükebildiği söylenir. Yaşı 13, boyu 155cm, gözleride yeşildir. Profil resmimdeki de kendisidir. Aynı zamanda kör olan toph toprak bükmeyi köstebeklerden öğrenmiştir. Köstebeklerden öğrenmesi ve kör olması onu toprak ustası haline getirmiştir. Her ne kadar bencil ve ukalada olsa .ok sevimli birşeydir. Dizideki en çok sevdiğim karakterdir kendisi.

Dizi hakkında daha fazla bilgi için buyrun. Şu yaşıma geldim çizgi film izlemem artık demiyorum bu diziye bayılıyorum oturup kardeşimle beraber nickelodeon da izliyoruz severek=)) Kardeşim sayesinde tanıştım zaten avatarla saolsun kendisi=))

-Grey's anatomyi özledim yarın yeni bölümü yayınlanıcakmış artık 3 gün sonraya anca izlerim ben heralde. Neyse bi başlasın da artık yeniden seriously demeye başlayayım. Yine dilime dolansın kurtulamayayım falan. O kadar özledim yani.

-Ya nestle çikolataların tadı değişmiş ya da bnm ağzımın tadı kaçmış. Bir gariplik var ama çözemedim.

*51 milyon dolar kazanmak istiyoruım
Neden 50 milyon deilde 51 milyon dolar
*Bu ekstra 1 milyon dolar eder

-Bu diyalog az önce ellen degeneres ve küçük bi kız arasında geçti. Şaşırdım o yaşlarda bu kadar para kazanmayı istemek pek hayra alamet olmasa gerek.

-Ayrıca kötü şarkı söylüyor. Sarışın ufak bi kız vardı o daha iyiydi.

-Dün gece de ne yazmışım ben öyle ya. İçki bütün kötülüklerin anası işte. Bir daha alkollüyken bloga adım atmayacağım bütün herşeyi yazıveriyorum yoksa:D

-Bugün dışarda bahardan kalma bir hava var. Ama ben dün soğuk biraları götürünce hasta oldum tabi bu havada bile üşüyorum. Oysa tam dışarı çıkılmalık bir hava var:/

Merak ediyordum ne zaman olur diye. Sabah programlarından biri olan Arım Balım Peteğim'de kadının biri psikolog başka bir kadını tokatlamış. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

Buda başka bir yorumsuz. Buyrun habere.


Bana aşık olsun istedim iyi ya da kötü. O naptı "toph ben bilmemkime aşık oldum galiba" dedi.
E ne diyelim hayırlısı olsun o zaman. Ben kendi kaderime küsüp yoluma devam ederim. Bir kızdan da meddet ummamayı öğrenirim. Bir biseksüel olarak (biliyorum şaşırıyorsunuz daha önce sölememiştim) bir erkeğe deli gibi aşık olmak istiyorum ama yapamıyorum. Hep kadınlar daha ağır basıyorlar hayatımda ama ben öyle olmasını istemiyorum:/

6 Ocak 2009 Salı




Haber burada


Biz daha böyle oturduğumuz yerden ahkam keselim. Şöyle aşık olsam bunu yaparım, şöyle herkesi karşıma alırım, şöyle aşkıma sahip çıkarım diye konuşalım. Hepsi lafta kalsın bu küçük veletlerse 6 yaşında sıcak ülke Afrika'ya evlenmeye gitmeye kalkışsın. Bizim isteyip de yapamadığımız şuncacık veletler yapmaya kalkışmış. Ha durdurmuşlar bi şekilde onları ama olsun hazırlanıp yola bile çıkabilmişler ya kimimiz daha hazırlık aşamasında pes ediyorken. Örnek alın şu küçük çocukları bakın aşkın sınır tanımadığının örneğidir valla bu veletler Hem güldüm hem üzüldüm onlar kadar cesaretli olamayışıma.


5 Ocak 2009 Pazartesi

Yorumsuz



Yorumsuz olarak bir video ve bir şarkı paylaşmak istiyorum. Ben söyleyecek söz bulamadım sadece yarılarak güldüm=)))


Videoyu buradan izleyebilir,

Şarkıda buradan dinleyebilirsiniz.





Off azıcık kalan beynimide kaybetmekteyim sanırım. Saçma salak öten, beynimin içini gagasıyla kemiriyormuş hissi yaratan muhabet kuşuma nutuk çektim az önce.

"bana bak insanlığımdan çıkartma beni cak cak cak beynimi s..tin. Bi sus bi kendine gel, zaten yabani bişeysin ele gelmezsin uçuşup durursun ısırırsın bir de bu insanı çıldırtan ötmelerin yok mu allah yani. Bak kuş kendine hakim ol bundan sonra böyle konuşmalar yapmayacağım sana, direk olaya girerim. Kimsede ne olduğunu anlamaz sana arkadan iki ağlarlar unutulursun sonra ona göre davran. Zaten ne idüğü belirsiz bişey olmuşsun gagan maviydi eskiden oğlum diyorduk şimdi cinsiyet mi değiştirdin ne , gagan kahverengiye döndü. Akıllı ol iyi geçinelim tamam mı canım?"

Ben bunları dedimde bir işe yaramadı mı? Tabi ki hayır. Şu satırları yazarken bile hala beynimin içinde sesi yankılanıyor kendisinin. Ara ara dönüp yine bağırıyorum. Şu kuşu evde bi babam seviyor ilgileniyor. Bir duysa bu dediklerimi parçalar beni valla hahaha=)) Neyse bizim salak kuş konuşamıyor zaten eski kuşuma hiç benzemiyor ondan sevmiyorum zaten. Eskisi ne güzeldi konuşurdu, kafamda , elimde yemek yediğimiz sofrada insanı hiç rahat bırakmazdı, sevecendi. Öldüğünde çok ağlamıştım. Bu salak yabani şeyin onunla uzaktan yakından alakası yok sevmiyorum işte var mı be?

Hayvanseverler merak etmeyin işkence falan yapmıyorum kendisine onun bana yaptığının aksine. Sadece böyle tehdit ediyorum o kadar. O da işe yaramıyor zaten=))))


4 Ocak 2009 Pazar

İlk Mim


İlk kez Camilla tarafından mimlenmiş bulunmaktayım. Bunun kuralı falan nedir bilmiyorum ben.
Neyse bu testi yapıyormuşuz sanırım sonrada buraya çıkan sonucu koyuyoruz. Testin adı da başkaları sizin hakkınızda ne düşünüyor. Bana çıkan sonuç şu;

Eğlenceli

İnsanlar sizi canlı, neşeli, hayat dolu, çekici, kabiliyetli, ve herzaman ilgi çekici bulurlar. Dikkatleri üzerinizde toplarsınız. Hiç bir zaman aşırıya kaçmazsınız. Aynı zamanda mütevazi, iyi, anlayışlı ve etrafındakilere neşe veren biri olarak algılanırsınız. Birçoğu sizi akıllı, yetenekli ve aynı zamanda mütevazi bulur. Siz hemen ve kolayca arkadaş edinemeyebilirisiniz ama daimi ve güçlü ilişkiler kurmak konusunda üstünüze yoktur. Sizin birine güvenmeniz ve onu benimsemeniz hayli zaman alacaktır ama bir kere güvendikten sonra asla kimseyi yarı yolda bırakmazsınız.


Özellikle son cümleler çok doğru. İlk cümleler için birşey diyemeyeceğim emin değilim=)) Şimdi benimde birilerini mimlemem gerekiyor sanırım değil mi? Ben Lolla ve eğer mimlenmemişse Cesetizleri ni mimliyorum o zaman=)

Sanırım ilk mimimden alnımın akıyla çıktım:P



3 Ocak 2009 Cumartesi



Herkes fikrini söyledi, birşeyler yazdı. Ben de yazacağım banane:P

Şaka bir yana fikrimi söyleyeyim dedim. Bu şarkı benim içime çok sindi. Sertab'ın şarkısı kadar sindi bile diyebilirim. Bir kere kadın güzel görsellikte son noktada kendisi. Şarkıda kıpır kıpır birşey dilede dolanıyor hemen. Heyecanlandırıyor insanı (en azından ben heyecanlandım).

Trt de yayınlanan bir sahne şovu olacağını sanmıyorum. Orda çok sadeydi, ama yarışma gecesi güzel bir sahne şovu olacağından eminim. Kadında ses var, görsellik var sahneyede ayrı bir yakışıyor zaten daha ne olsun yani. Eurovizyon gibi bir yarışma için de yeterli bunlar. İlk 3'e rahat gireriz bence acaip politik oyunlar dönmezse tabi.

Soad varken şansı yok Hadise'nin diyenlerede katılmıyorum şahsen. Soad eurovizyona çok hitap eden bi grup deil bence. Lordi kazandı diye hep o tarz kazanıcakmış gibi birşey yok. Lordi'de de sahne şovu etkiliydi herşeyden öte. Soad'ın öyle bir sahne şovu yapabilceğini sanmam. Bence Soad'ın önünde yer alırız. Hem ayrıca ben o adamları da oldum olası sevemedim. Tabi söyleyecekleri parçayla politik mesajlar vermeye kalkacaklar yanılmıyorsam alırlarsa ordan alırlar puanları diye düşünüyorum.

Neyse sonuç itibariyle, Sertab Erener'den bu yana ilk defa eurovizyonu heyecanla izleyeceğim sanırım. Hala dinlemeyenler vardır belki diye şarkıyıda koyuyorum buraya. Hadi bakalım başarılar Hadise'ye=))





Sıkıldım



Çok sıkılıyorum ya. Bütün izlediğim diziler tatile girmiş yeni bölümler yok ortada. Hepsi ocağın sonlarına doğru çekecek yeni bölümlerini. Romantik-komedi tadında film tavsiyelerine açığım. Zira sıkıldım bölye boş oturmaktan pöf..


2 Ocak 2009 Cuma

İlahi Sen.



Ayh bu kadın beni öldürürecek =)) Kim o kadın tabi ki anneannem. Az önce şöyle bir cümle kurdu ki yarıldım. " gökyüzünde düğün var deseler merdiven koyarım yine de giderim" hahahaha. Yerim onu ben=))


1 Ocak 2009 Perşembe

Mesaj



Bu seneye yalnız girdiğimden midir nedir? Yılbaşı mesajları da az geldi iki tanecik sadece hahahaha.
Acınası haldeyim sanırım aşskldjsakda.




Yılbaşına elimde saç kurutma makinasıyla girdim. Koltuğa ve halıya döktüğüm birayı kurutmaya çalışarak. Ha başarılı oldum mu oldum=) Yeni yılın ilk azarını işitmeden işlem tamamlandı=))

Şimdi benim yılım nasıl geçecek ha sorarım sana blog?