26 Nisan 2009 Pazar

Hello Malatya

yok böyle bişey üstüne yorum bile yapamadım şu an=) sadece izleyin:D ama siz yorumlarınızı eksik etmeyin:D


24 Nisan 2009 Cuma


Babegazelle mimlemiş beni. Konumuz merak ettiğin bloggerları kafada canlandırma ve bunu yazma. Çok zor bişey aslında bu. Başklarının yazdıklarını okuduğumda da hem bende yazmak istedim hemde düşününce zorlandım. Şimdi de öyle oluyor.

Başlayalım bakalım.

Siminya; Babegazelle'ninde dediği gibi böyle bi fırsat verilse çok şey olacakmış izlenimi veriyor yazıları bana. Sosyoloji okumak hatta akademisyen olmak cidden yakışır siminyaya=). Tip olarak da minyon esmer hafif dalgalı saçlı bi hatun gibi geliyor bana ne kadar doğru bilemeyeceğim.

Cesetizleri: Ben cesetizlerini böyle minyon kıvırcık saçlı biraz da fırlama bir hatun olarak düşünüyorum. Hani arkadaş grubunun içinde vardır ya fırlama tipler, grubun en eğlenceli insanıdır falan. Bana öyleymiş gibi geliyor işte.

Babegazelle : Uzun boylu, düz saçlı, beyaz tenli ama saç rengi koyuymuş gibi geliyor. Yüz hatları yuvarlak deil ama çok keskin de değil. Kısaca güzel bi hatun bence=) Hani istese manken falan olabilir gibi:D

Başka varmı merak ettiğim diye düşünüyorum da diğer merak ettiklerimin bikaçını gördüm ztn. Sanırım bu kadar. Mimi isteyene paslayabilirim söyleyin yeter=))

Dipnot: blog için görsel malzeme bulamıyorum deli olacam. Yazıyı yazıyorsam bir saat fotoğraf aramakla geçiyor zamanım ama ı-ıh bulamıyorum. Öff.


22 Nisan 2009 Çarşamba

Asosyal


Geçen gece yeni insanlarla tanıştım. İstanbul'dan bir arkadaşım gelmişti. Gitmeden önce son birkez görüşmek için alsancağa gittim. Doğal olarak birkaç arkadaşıyla falanda buluştuk son kez görüşücem muhabbetine. Bu gibi durumlarda çok çekingen bir insan olurum. Kalabalık masada iki kişiden fazlasını tanımıyorsam eyvah ki ne eyvah durumları yaşarım.

Ge.en günde böyle zamanlardan biriydi. İstanbul'dan gelen arkadaşımın arkadaşlarının yanına gittik oturduk. Bir bira söyledim hemen kendime. Çünkü insanlarla iletişim kurmam için birkaç bira içmem gerekiyor. Özellikle ilk birayı bitirene kadar elimi ayağmı nereye koyacağımı bilemem. Suratımda salak bir sırıtma olur. O gerzek sırıtışımla insanların yüzüne bakarım onlar konuşurken sonra onlar bana geri bakmadan çekerim gözlerimi hemen, göz temasından kaçınırım. İşte o günde böyle başladı. Ben ortamdaki muhabbeti dahil olmadan sessizce dinlerken, bir ara suskunluk olduğunda karşımdaki kız bunu fırsat bilip " ee toph sen neler yaparsın" dedi. Arghh. "ı şey ben işte okulu bitirdim buralıyım öyle evde oturuyorum işsizim falan filan" klasikleşmiş cümlemi yapıştırdım. Normalde benimde ona sen naparsın dememden sonra konuşma orda bitmeli ve o da arkadaşlarıyla konuşmaya devam etmeliydi. Ama öyle olmadı beni konuşturdu sorular sordu, masada ayrı bir muhabbet dönerken biz ikimiz konuşmaya başladık. Bir anda çenem açıldı( içtiğim biraların da etkisi var tabi) laf lafı açtı derken koyu muhabbete giriştik. Tam o sırada benim arkadaşım gitmem lazım ben dedi. Normalde ayrı yerlere gidiyorduk ama hani o gidince masada tanıdığım insan kalmayacağından bende çantamı falan toparladım bira parası çıkardım cebimden gitmeye hazırlanıyordum ki gitme sen neden gidiyorsun bizle takıl dediler. Ik mık dediysemde ilk önce ulan Toph nolacak be yemezler ya seni kır şu asosyalliğini at çekingenliğini üstünden takıl vaktin var iznin var daha ne. Ve eve gitmedim.

Hayatımda hiç böyle birşey yapmamıştım. Çok sevimli insanlardı ama onlar o kadar sıcak olmasalar bana karşı yapamazdım da belki ama bütün geceyi onlarla geçirdim. Kordonda çimlerde içki içtim, ordan kalkıp onların evine gittim falan güzel bi gece oldu. Sonrada beni evime bıraktılar. Ha tek kötü yanı aralarında bi çocuk vardı bana asılma eğilimi içerisindeydi, ha hakkını yemeyeyim öyle öküz gibi asılıp rahatsız etmedi ama herkese telefonumu verirken doğal olarak ona da verdim de vermeseydim iyi olacaktı. Beni eve bırakan kişilerden biri de bu çocuktu. Yolda niyetini açıkça belli etti derken can alıcı soruyu sordu erkek arkın var mı? (daha önce yaptığım salaklıklar aklıma salisede geldi ve hemen saniyesinden yanıtladım sorusunu) evet var! Biraz olsun hayatımı kurtarır sandım bu cevap, aslında öylede oldu ama işte alkolünde etkisiyle bizim kapının önünde en son bana iyigeceler öpücüğü( amerikan filmleri klasiği işte) vermeye kalktı ama ben onu da iyi bir manevrayla savuşturmayı başardım. Sağ salim evime girdim. Tek sorun ertesi gün sürekli aramasıydı argh!! Açmadım tabi.

Neyse beni bu arkadaşlar çok sevmiş olacaklar ki bugünde çağırdılar dışarı yine gittim yanlarına bende onları çok sevdim çünkü. Böyle sosyalleşmek o kadar da kötü birşey değilmiş aslında güzel oldu sevdim bu işi. Neyse okuyucu bu asosyal blog yazarı ilk defa böyle bi sosyalleşmenin heyecanını yaşıyor seninle paylaşmak istedi budur yani=))

18 Nisan 2009 Cumartesi

Kim bilir?

Aylar önce bir gün çok eğlendiğim bi gece, biri geldi ve önce benimle dans etmeye başladı sonra da dudaklarıma yapıştı( ama bir öpüşme deildi yanlış anlaşılmasın yanaktan öper gibi). O gece birçok yerde karşılaştık o insanla.

Ertesi hafta aynı mekana gittiğimde orda çalışmaya başlamıştı. Artık ne zaman gitsem onu görüyordum. Tabi çalıştığı için o ilk karşılaştığımız gecede ki gibi sarhoş olmuyordu. Ama beni hatırlıyordu ve muhabbet ediyordu. Bu muhabbetlerimiz sırasında adını öğrendim, neden çalıştığını öğrendim falan. Kendisi başka bir ülkede yaşamak için para biriktiriyormuş o yüzden girmiş işe. O parayı biriktirincede işten çıktı ama aynı mekana gitmekten vazgeçmedi. Artık her hafta karşılaşır olduk. Kendisinin isim hafızası yok ben onun ismini bilsemde o benimkini bilmiyor. Zaten bende bi kere söyledim ismimi bir daha ne o sordu ne ben söyledim. Böylede garip bir durum.

Güzel bir insan ben beğeniyorum kendisini. Bir süre sonra o mekan haricinde heryerde karşılaşır olduk garip oldu. Kadere inanmam tesadüf desen bana göre herşeyin bi sebebi vardır garip tesadüflerin bile. En son onu gördüğümde gitmek istediği ülkeye gitmek üzereydi birkaç haftası falan kalmıştı gitmesine. Artık görmem bir daha iletişim kuramam diye düşünürken bugün yine gördüm. Normalde hiç gidip oturmadığım bi yerde sadece birası ucuz paramız yok diye gittiğimizde yoldan o geçti. Seslendim geldi yanımıza sarhoştu yine. Naber nasılsın da sonra deidm ne zamn gidiyorsun haftaya hafta sonu yokum bu son zamanlarım dedi. Nasıl iletişicez senle dedim feysbukunu verdi. Az öncede ekledim hatta. O daha eve dönmemiştir büyük ihtimal yarın falan görür kabul eder falan.

Ha şimdi bunu neden mi anlattım. Arkadaşlarım ne zaman onunla karşılaşsak geyiğine Toph'un sevgilisi geliyor, Toph sevgilisiyle konuşuyor falan diyordu. Tamam İzmir küçük yer ama böyle barda tanıştığım hiçkimseyle de bu kadar saçma sapan yerlerde karşılaşmamıştım. Bu kadar çok muhabbet etmemiştim (eddie hariç onunla tanışmayı konuşmayı ben çok istemiştim sonunda da zaten sadece arkadaş olabilidk). Ama bunun durumu farklıydı kader mi desem ne desem bilemiyorum. Bir insanla bu kadar çok karşı karşıya geliyorsam ki belki bir ay adını bile bilmiyordum bu işin içinde bi iş olmalı diye düşünüyor insan. Kim bilir sadece iyi arkadaş oluruz yada başka bişi ama garip bir durum. Ben pek sık böyle şeyler yaşamam. Bir başkası olsa belki benim yerimde daha farklı şeyler yaşanırdı ama bilemiyorum işte. Belki de saçma sapan düşünüyorum şu an. Bu kadar karşılaşmamız, sürekli tesadüfi karşılaşmalarımız bir anlam kazansın istiyorum belki de. Kim bilir? Ben zamanın bana getireceklerini beklemeye devam ediyorum. Bakalım sonu ne olacak. Hoş bunu diyorum da büyük ihtimal cumaya dönmemek üzere Türkiye'den gidiyor. Bir bok olacağıda yok öyle saçmalıyor da olabilir. Böyle birşey işte anlatmak paylaşmak istedim sadece.

16 Nisan 2009 Perşembe


Bu gece ev bana kaldı. Daha doğrusu kardeşim ve bana. Ama onunla konuşmuyoruz. Aslında ben konuşmuyorum ama o farkında değil. Neyse ayrı odalarda takılıyoruz zaten, salon bana ait olunca kendimi evde yalnızmış gibi hissediyorum.

Uzun zamandan sonra evde bi bakıma yalnız kalmak hoş oldu. Özlemişim bu durumu. Daha doğrusu kendi başıma kalmayı özlemişim. İki seneden sonra son bi senedir sürekli aileyle iç içe olmak garip bir duygu. Bazen iyi bazen kötü. İnsan alışıyor yalnız yaşamaya, yanızlığını sevmeye başlıyor. Rahatlığını, hesap vermeme durumunu, özgürlüğünü derken bir anda evine ailenin yanına dönüyorsun. Kendi kararlarını kendin verirken kimseye sormadan, durum tersine dönüyor herşeyi sormak zorunda kalıyorsun, osursan izin alacaksın o raddeye geliyorsun. Durum böyle olunca bu gibi bir günlük evin sana kalması durumları falan çok büyük bir olay gibi geliyor. Aslında bi bok değil de işte avutuyoruz kendimizi böyle.

Hava kararsın, ev yapımı şarabaımı açıcam bir kadeh koyucam izlenmeyi bekleyen dizileri filmleri izleyeceğim pcden. Ayaklarımı da uzatıcam, bir elimde şarabım bir elimde sigaram karşıda filmim yada dizim oh var mı benden keyiflisi. Zaten şu hastane sorunsallarınıda halletmişim, herşeyi düzene sokmuşum. Kendime hediyemdir bu gece o zaman.

14 Nisan 2009 Salı

Yeni tema

Bahar geldi, karanlık depresif bir blogum olmasın dedim tema değiştirdim. Ama ben ne zaman bir tema beğensem hep sorunlu oluyor. Anlayamadığım içinde sorunlarını düzeltemiyorum. Üç saattir uğraşıyorum nerdeyse ama yok yani. Yazılarım bir garip duruyor. İlk paragraf yarım çıkıyor falan anlayamadım. Oysa ki temayı çok sevmiştim. Bir bilen varsa bana yardımcı olsun nolur?

Bunun haricinde bence sade güzel bi tema oldu aslında. Siz de sevip sevmediğinize dair oy verin emi canlarım. Bende ona göre olmazsa bir daha değiştiririm temayı. Hiç olmadı eskisine geri döneriz artık. Bir de güzel bir headerım olsa süper olacak. Tabi şu sorunuda giderirsem, yoksa başka bi tema bulmam gerekecek.

Neyse bekliyorum yorumlarınızı, oylarınızı falan hadi bakiim.

Bir mimim vardı günler öncesinden. Lasombra mimlemişti. Sonra yazarım deyip unuttum şu an aklıma geldi. Hemen yazayım dedim. Ama mimin konusunuda unutup hemen lasombranın blogdan kopya çekmeye giriştim. Ve çektiğim kopyadan sonra söylüyorum mimizin konusu; sahalarda görmek istemediğim hareketler nelermiş.

Şimdi aslında çok da düşünmemiştim bu konu hakkında. Ne yapalım şimdi güzel kafamızı yorup birkaç birşey çıkarmak lazım, tabi yine kopya çekeceğim :D Başlıyorum.

*En başta aklıma gelen, şu müzik olayıdır. Açarsın blogu tam okuyacaksın çat müzik devreye girer, elim ayağıma dolanıyor o sırada hemen aramaya başlıyorum nerden kapatıcam nerde lan bu mp3 şeysi diye bakınıyorum. Deli oluyorum bulamazsam zaten çat diye çıkıyorum hemen yazıyı falan da okumadan. Gayet sinir bozucu bi hareket kendisi. Hiç beklemediğiniz anda birşeyler çalmaya başlamasını sevmiyorum panik oluyorum.

* Uzun yazıları sevmiyorum diyeceğim ama şöyle ki bazı kimseler hem uzun hem karışık yazıyorlar. Uzun ve süslü cümleler başını okuyup sonunda doğru geldiğimde başını unutuyorum. Birkaç kere okumam gerekiyor ve yazının tümü böyle olunca sinir bozucu oluyor. Sakın bok atmayın okuduğunu anlamıyorsan biz napalım diye okuduğunu anlayan bir insanım ben gayet sadece gereksiz süs ve uzatılmış cümleler yoruyor beni.

* Temada önemli aslında her ne kadar kendim tema olayını beceremesemde, bazı temalar var ki göz yoruyor çok süslü çiçekli böcekli renkli ıvırı zıvırı bol oluyorlar yoruluyorum bakarken. Sade en güzeli.

*Reklam olayı var birde, bloga girer girmez açılan bilimum pencereler deli ediyor beni. Blogun sağında solunda reklam olabilir yeter ki ben tıklamadan açılmasınlar. Deli oluyorum, ve yine panik oluyorum nerden kapıcam edeceğim diye.

Sanırsam bu kadar, aklıma bişey gelmiyor başka. Kişisel blog. moda blogu teknoloji blogu vs. farketmez okuyabildiğim sürece her tür kategoride ki blogu sevebilirim. O yüzden onun ayrımına girmiyorum. En özelini yazan bloggerların yazılarını da okurum az özelini yazanı da onun da ayrımına girmiyorum. Anlatımı akıcı ve sevdiğim bir dille yazılsın yeter. Yalnız en çok başına gelebilen her türlü olayı esprili bir dille anlatabilen bloggerların bloglarını daha bi keyifle izliyorum ve heyecanla yeni yazılarını bekliyorum.

Ha son olarak, türkçe yazalım bi zahmet dilimizi katletmeyelim kendi alfabemizde bulunan harfleri kullanalım. W'lar q'lar x'ler falan olunca bir yazıda okuyamıyorum çünkü bir bok anlamıyorum. Hatta bu konuda önyargılıyım bu harflerin sadece birini kullanarak abartmadan yazan ve hatta güzel yazan bir blog bile olsa okumam hayatta ( ha millette toph benim blogu okusa diyordu ya neyse).

Benim görmek istemediğim, hatta bazılarını görmeye katlanamadığım hareketler bunlar. Bu seferlik kimseyi mimlemiyorum. İsteyen olursa söyleyiversin hemen itinayla mimlerim.

Edit: Claire de lune hanfendiyi mimliyorum.

9 Nisan 2009 Perşembe

Forsaken beni mimlemişti. Hemen yazamadım kusura bakmasın=). Tam ne yazsam nasıl yazsam diye düşünürken bir mimde nehirselden geldi=) O ödül olduğu için onu sona saklayarak erkek olsaydım mimiyle başlayacağım.

Şimdi ben erkek olsam en birinci yapacağım hareket, ayakta işemenin zevkine varıp üstüne bir de işerken adımı yazardım. Adım da arda olurdu kesin. Bir kere yakışıklı bi adam olmazdım ben ama karizması bir hayli yüksek bir adam olurdum kesin. Kız konularında öküz, odun tipli adamlardan olmazdım karşımdakine kendini değerli hissetiricek kadar hassas,romantik ama yeri gelincede maço bir adam olurdum. Herşey dengeli olacak. Bir de gizemli bir tarafım olurdu ki zaten benim karizmamı yüksek tutan da bu olurdu. Erkek olsaydım iddia ediyorum isteyip de tavlayamayacağım kadın olmazdı benim.Hmm başka ne olurdu diye düşünüyorum da klasik herkesin yazdığı gibi sabahlara kadar sürterdim olayını özellikle yapmak istemem çünkü bilmediğim bişey değil. Onun yerine askerlik anılarını sürekli anlatmanın ne demek olduğunu anlamaya çalışrdım. Askerden dönünce neden sürekli olarak o anılardan bahsedildiğini büyük ihtimalle kendim de yapınca anlardım. Erkek olmanın verdiği bir getiri olsa gerek. Sünnetide bana soracak olsalar yaptırmazdım ama sormayacaklarına göre şen şakrak eğlenceli düğünlü dernekli pipi kesme merasimi bana da yapılırdı. Sanırım buna anlam veremezdim. Neden pipimden bir parça gidince erkek olduğumu anlamazdım. Birde ben boyum uzun olursa basketbolcu ortalama bi boyum olursada kesin futbolcu olurdum. Her iki sporu yapmayı şimdi bile seviyorum zaten bir de düşünün erkek olunca nasıl seveceğimi. Fanatik, holigan falan olup maçlarda küfür ederek rahatlayacağımı sanmıyorum ama. Ha bir de şey var arabada koltuğun altına koyacağım levyeyi bir gün cidden kullanırdım. Artist bir şekilde yolun kenarına çekip arabayı, el frenini sert bir şekilde çektikten sonra, levyeyi alıp en sinirli ve artist şekille arabadan iner ve diğer adamı döverdim. Dayak yeme ihtimalim olduğunu sanmıyorum. Sevişme konusunda da kadınların arasında efsane olurdum kesin. O kadar eminim. Ha pisuvara işeme meseleside var bak. Sıra beklemek yok kapı kitlemek yok gir içeri dal aç fermuarı çıkar pipiyi işe, salla çek fermuarı çık git oh bee:D Güzel bir deneyim olurdu kesin. Sanırım erkek olsam bunları yapardım şu anda aklıma başka bişey gelmiyor. Bir gün efsanevi bir çocuk duyarsanız, yakışıklı olmayan ama karizması yüksek, sporcu ve kadınlar arasında kulaktan kulağa yayılan biriyse bilin ki o benim ya kardeşimdir ya da yeminimi bozup doğurduğum çocuktur hahaha:D Bu mim claire de lune ve lasombraya paslıyorum. Eğer mimlenmemişlerse onlardan duyalım bir de erkek olsalar naparlarmış.

Şimdi geçelim diğer mime. Bu ödül olayı sanırım kaç kişiye veriliyor, noluyor pek bilmiyorum ben. Belirli bir sayısı varsa kusura bakmayın. Ayrıca seçmekte zorlanıyorum çünkü takip ettiğim her blogu severek okuyorum ben. Ödüllerime gelince;


HISWALT
Antiparadigma
Dominatrix
ESTHER'in KAZANI
Babe
PuCCa GüNLüK
Missipipi

adlı bloglara veriyorum. Tepe tepe kullanın efenim=))

5 Nisan 2009 Pazar




Başım çatlıyor. Alışkın değil tabi bünye haftanın 7 günü erken kalkmaya. Bu hafta resmen işkence gibi geçti. Tavuğa döndüm yarımda yatıp 7 de kalktım hep:/ Yarında erken kalkıcam, ondan sonraki günde öff.


Bu iş meselesi var ya hani işte onun için erken kalkıp şirkete gidicem yarın. Ama ben izinliyim nasıl mı? Burda açık açık yazmayacağım ama o beni işe almak isteyen kadınla konuşurken herşeyi açık açık söyledim. Ufak bir değişiklik olacak bende o yüzden kıyafet alamam dedim, alırsam bi hafta giyer sonra bir daha giyemem o yüzden almayacağım. Şu bana izin veridiğiniz bir aylık süreçte kıyafetimi sorun ederseniz gelmeyeyim ben dedim. Ama hatun o kadar istekli ki artık neyin isteğiyse bu ne çıkarı varsa, sorun değil kotla conversele gel ama yeter ki gel dedi.


İşte bundan sebep bende geçen hafta falan gittiğimde hep kotumu conversimi giyip gittim. Ama insan çok rahatsız oluyor. Topuklu ayakkabısını, takımını giyip gitmiş gayet şık hatunların arasında garip hissediyorum kendimi. Yarında yine aynı şey olacak. Neyse nası olsa çalışmaya başlamadım ben biraz takılıp bir bahane bulup kaçarım erkenden. Kendimi çok fazla kötü hissetmeye gerek yok. Bildiğin ezik gibi duruyorum. Ah be kadın ne hallere düşürdün beni. Para kazanıp kazanmayacağımda belli değil. Satış yaparsan para alıyorsun belli bir maaş da yok. Bakalım ne kadar dayanabileceğim.


Bu arada varsa bireysel emeklilik sözleşmesi satın almak isteyen bana gelsin hahaha. Para kazanayım biraz :P Üf şaka maka gece rüyalarıma giriyor bunalıyorum falan işe başlamadan sıkıntısı başladı iyi mi. Ayrıca şu perşembe günkü olayında sıkıntısı var üstümde ee tabi kolay değil. Neyse güzel olacak herşey eminim.

3 Nisan 2009 Cuma

Yarın sabah sınav var ve toph hiç bişey bilmiyor. Sallayıp çıkacak sınavdan ne güzel değil mi?

Bugün hayatımda ilk defa tanımadığım birinden sigara istedim. (sarhoşken dans edilen mekanda istenilenler sayılmaz) Arabayı park ediyorum, otoparkçıda gel gel falan diyor. Neyse park ettim indim arabadan, canım nasıl sigara istiyor. Hani bıraktık ayağına yanımda da sigara yok, alamam da anneme yakalanırım korkusuyla. Koyver gitsin dedim kendi kendime o bana gel abla gel diyen otoparkçıdan istedim bi tane sigara.

- " pardon sigaranız var mı hiç. Aslında bıraktımda bir tane için almak istemedim, çok da canım çekti" (biraz daha kassam hayat hikayemi anlatacağım adama hahha. Adama ne açıklama yapıyorsun ebe gerzek istedin al ve git dimi?)
- "Var da benim sigaram kalitesiz be abla" (adam tabi şaşkınlık geçirdi sigara isteyince sen içermisin ki bundan demeye getiriyor.)

Hiç umrumda olmadı aldım. Kalitesiz dediği sigara da lark ki benim içmişliğim vardır yani. Kömür gibi resmen. Ama o an umrumda olmadı aldım bi de üstüne çakmak istedim yaktım içe içe gittim. Arkamdan bir garip baka kaldı amcam:D

Ben birşey daha anlatacaktım bugünle ilgili ama unuttum. Neyse bu sigara hikayesiyle idare ediverin. Bende bu arada annemden çaldığım sigarayı içeyim:D

2 Nisan 2009 Perşembe

Sevişgen Mod

Bahar geldi bahar sevişgenleri arttı. Ama bana bahar alerji ve yorgunluk olarak geldi. Sevişgen modumda değilim hiç. Niye böyleyim ben acaba aseksüel mi oldum artık. Normalde böyle olmaması gerekiyordu.

Tamam her sene bi bahar yorgunlu çöker üstüme alerjide cabası ama ne bileyim sevişgen ruhumu kaybetmemiştim hiç. Sevişemesem bile içim kıpır kıpır dolanırdım. Bu seneyse uyumaktan başka hiçbişey yapmak istemiyorum. Uyuyayım akşama kadar sonra gece yaşayayım. Evdeysem diziler, filmler izleyeyim, kitap falan okuyayım istiyorum. Yok dışardaysam kusana kadar içeyim istiyorum. Ama birini bulayım biriyle iki fingirdeyim havam hiç yok yani.

Bir garibim yani. Bahar geldi ağzıma sıçtı benim. Baş ağrılarım falan arttı. Uykusuzluktan. Ayh yine bir sitem dolu post daha yazdım ya hadi hayırlısı.

Bu hafta hergün sabahın köründe kalkmak zorunda kaldım. O kadar zor kaldı ki anlatamam. Öğleden sonralarımı uyumamak için direnerek geçirdim. Akşam 7 gibide dayanamayıp sızdım hep.

Ben yaklaşık bir ay sonra işe başlıcam. O zaman ne bok yiyeceğim bilmiyorum. Ofiste mi sızıcam. Millet harıl harıl işini yaparken ben masa başında uyurum artık. Uf bu işte boktan bi iş zaten. Satış yapmadın mı para yok. Eşşekler gibi çalış didin ama satış yapamazsan para alamazsın. Nerden girdim ben bu işe bi bilsem.

Ömrümde de böyle bişey görmedim. Resmen işi istemediği belli edecek herşeyi söyledim. Kadın bi tutturdu sen bu işin okulunu okumuşsun mutlaka çalışmalısın da şöyle de böyle. En son şahsi işlerim var onları halletmeden başlayamam dedim ona rağmen kadın bana izin verdi tamam işlerini hallet bi ay sonra geldi. Hahahah yok böyle bişi. Beni işe alarak ne kazanacaksa artık.

Neyse bu iş muhabbetinden de sıkıldım. Daha işe başlamadan soğudum. Yok ya benden adam olmaz valla bak. Ne bu canım millet harıl harıl iş ararken ben buldum bide başlamadan nasıl gideceğim nasıl yapacağım diye düşünüyorum. Bende işde çalışacak göt yok ben bunu anladım.

Öf yani çok bunaldım. Herşey bi rayına otursun artık. Bende ne istediğime bi karar versem. Açıköğretim sınavları var bu hafta sonu gram bişi bilmiyorum. Kapak açmadım. Sallayıp çıkacağım. Benim daha öncede bi açıköğretim deneyimim olmuştu. Yok yani ben yapamıyorum. İlla biri bana anlatacak dersi ben not tutacağım o notlara çalışacağım yoksa böyle al kitaptan oku gir sınava olayını yapamıyorum. Ama eşşek gibide yapmam lazım. Neyse bu sınavları böyle geçirelim de önümüzdekilere bakacağız artık:/

Bir dertliyim, bir dertliyim sorma gitsin yani. Buraya da bişey yazmak istemiyorum. Daha doğrusu böyle bayık şeyler yazmak istemiyorum. Ama ben kendim bayık olunca eğlenceli yazılarda çıkmıyor bünyeden. İdare ediver artık okuyucu.